Evlilik İletişimini Güçlendiren 5 Temel İlke
Evlilikte en sık duyulan şikayetlerden biri "Eşim beni anlamıyor" cümlesidir. Oysa çoğu zaman sorun anlaşılmamak değil, doğru şekilde iletişim kuramamaktır. Evlilik iletişimi, iki farklı dünyadan gelen insanın ortak bir dil oluşturma sanatıdır. Amerikalı psikolog John Gottman'ın 40 yılı aşkın araştırmaları, mutlu evliliklerin sırrının büyük romantik jestlerde değil, günlük iletişim kalitesinde gizli olduğunu ortaya koymuştur. Bu yazıda, eşler arası iletişimi güçlendiren ve ilişkinizi derinleştirecek beş temel ilkeyi paylaşıyorum.
1. Aktif Dinleme: Duymak ve Dinlemek Arasındaki Fark
Eşiniz size bir şey anlatırken telefonunuza bakmak, televizyonu izlemeye devam etmek ya da kafanızda cevabınızı hazırlamak... Bunların hepsi "duyma" eyleminin parçası olabilir ama hiçbiri "dinleme" değildir.
Aktif dinleme, eşinize tam dikkatinizi vermeyi, söylediklerini anlamaya çalışmayı ve bunu ona hissettirmeyi gerektirir. Gottman Enstitüsü'nün araştırmalarına göre, mutlu çiftlerin birbirlerine "duygusal olarak döndükleri" (turning towards) anlar, ilişki memnuniyetinin en güçlü göstergelerinden biridir.
Aktif dinlemeyi uygulamak için:
Eşiniz konuşurken yaptığınız işi bırakın ve göz teması kurun.
Sözünü kesmeden dinleyin, hemen çözüm önermeye atlamayın.
"Anlıyorum", "Devam et" gibi küçük sözlerle dinlediğinizi gösterin.
Konuşma bittiğinde "Şunu mu demek istiyorsun..." diyerek anladığınızı doğrulayın.
Yargılamadan, savunmaya geçmeden dinleyin.
Türk aile yapısında "erkek konuşmaz, kadın çok konuşur" gibi kalıplar hâlâ yaygındır. Oysa sağlıklı evlilik iletişimi, her iki tarafın da hem konuşma hem dinleme sorumluluğunu üstlenmesini gerektirir.
2. "Ben" Dili: Suçlamadan İfade Etmek
"Sen hiç ev işlerine yardım etmiyorsun!" "Sen beni hiç dinlemiyorsun!" "Sen hep geç kalıyorsun!"
Bu cümleler size tanıdık geliyor mu? "Sen" ile başlayan ifadeler, karşı tarafı otomatik olarak savunma pozisyonuna iter. Eşiniz suçlandığını hissettiğinde, söylediklerinizi duymak yerine kendini savunmaya odaklanır.
"Ben" dili ise kendi duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı suçlama yapmadan ifade etmenin yoludur.
"Sen" dilinden "Ben" diline dönüşüm örnekleri:
"Sen beni dinlemiyorsun" → "Konuştuğumda dikkatinin başka yerde olduğunu hissediyorum, bu beni üzüyor."
"Sen hep işi öncelik yapıyorsun" → "Birlikte vakit geçirmeyi özlüyorum, bu konuda kendimi yalnız hissediyorum."
"Sen çok bencilin" → "Kararları birlikte almak istiyorum, fikrimin sorulması benim için önemli."
"Ben" dili kullanmak başlangıçta yapay gelebilir. Ancak zamanla bu ifade biçimi, eşinizin savunmaya geçmeden sizi dinlemesini kolaylaştıracaktır.
3. Empati ve Duygusal Onaylama: Haklı Olmak Değil, Anlamak
Evlilikte en yıkıcı tutumlardan biri, eşinizin duygularını küçümsemek ya da geçersiz kılmaktır. "Abartıyorsun", "Bu kadar da bir şey değil", "Çok duygusalın" gibi ifadeler, karşınızdaki kişinin hissettiklerini yok sayar.
Duygusal onaylama, eşinizin hissettiği duyguyu kabul etmek anlamına gelir. Bu, onunla aynı fikirde olmak zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Sadece "Senin için bunun zor olduğunu anlıyorum" demek bile ilişkide büyük fark yaratır.
Empati kurmanın pratik yolları:
Eşinizin bakış açısından duruma bakmaya çalışın. "Onun yerinde olsam ne hissederdim?"
Duygularını yansıtın: "Çok yorgun görünüyorsun, bugün zor bir gün geçirmişsin galiba."
Çözüm önermeden önce duygularını kabul edin. Bazen eşiniz sadece anlaşılmak ister, tavsiye değil.
"Ama" kelimesinden kaçının. "Anlıyorum ama..." cümlesi, anlayışınızı geçersiz kılar.
Anadolu'da "Dert ortaklaşınca hafifler" denir. Eşinizin derdini çözmek zorunda değilsiniz; yanında olduğunuzu hissettirmek çoğu zaman yeterlidir.
4. Doğru Zamanlama: Her Konuşmanın Bir Vakti Var
Eşiniz işten yorgun geldiğinde önemli bir konuyu açmak, çocuklar ortalıkta koşuştururken ciddi bir tartışma başlatmak ya da uykusuzken mali konuları konuşmaya çalışmak... Bunların hiçbiri iyi sonuç vermez.
Etkili iletişim için doğru zamanlama kritik öneme sahiptir. Gottman'ın araştırmaları, çiftlerin "yumuşak başlangıç" (soft start-up) yaptıklarında tartışmaların yüzde 96 oranında aynı tonda bittiğini göstermektedir. Yani konuşmaya nasıl başladığınız, nereye varacağınızı büyük ölçüde belirler.
Zamanlama için öneriler:
Önemli konuşmalar için ikininizin de sakin ve dinç olduğu zamanları seçin.
"Seninle bir şey konuşmak istiyorum, şimdi uygun mu?" diye sorarak başlayın.
Tartışma sırasında gerginlik artarsa, 20-30 dakikalık mola verin. Araştırmalar, bu sürenin stres hormonlarının düşmesi için gerekli olduğunu göstermektedir.
Yatmadan hemen önce çatışmalı konulardan kaçının; uyku kalitesi ve ertesi gün iletişimi olumsuz etkiler.
Öfkeliyken konuşmayın. "Şu an çok kızgınım, biraz sakinleşince konuşalım" demek olgunluk göstergesidir.
5. Takdir ve Minnettarlık: Olumluyu Görmek
Uzun süreli ilişkilerde, eşimizin yaptığı güzel şeyleri görmezden gelip eksikliklerine odaklanmak yaygın bir tuzaktır. Oysa Gottman'ın "5'e 1 kuralı" olarak bilinen araştırması, mutlu evliliklerde her bir olumsuz etkileşime karşılık en az beş olumlu etkileşim olduğunu ortaya koymuştur.
Takdir etmek, büyük jestler gerektirmez. Günlük küçük şeyleri fark etmek ve dile getirmek yeterlidir.
Takdir ifade etmenin yolları:
"Teşekkür ederim" demekten çekinmeyin, en basit şeyler için bile.
Eşinizin size kattıklarını düşünün ve bunu söyleyin: "Seninle güldüğüm anlara bayılıyorum."
Başkalarının yanında eşinizi övün, arkasından konuşmak yerine.
Küçük notlar, beklenmedik mesajlar... Bunlar ilişkiyi canlı tutar.
Her gün, eşinizle ilgili minnettar olduğunuz bir şeyi fark edin ve mümkünse paylaşın.
Türk kültüründe duygularını açıkça ifade etmek her zaman kolay değildir. Özellikle erkekler için "teşekkür etmek" ya da "sevgini söylemek" zayıflık gibi algılanabilir. Oysa araştırmalar, takdir edilen eşlerin ilişkiye daha fazla yatırım yaptığını göstermektedir.
Bu İlkeleri Hayata Geçirmek
Bu beş ilke basit görünebilir, ancak uygulamak pratik ve bilinçli çaba gerektirir. Evlilik iletişimini güçlendirmek bir gecede olmaz; her gün küçük adımlarla inşa edilir.
Eğer iletişim sorunlarınızın derinleştiğini, aynı tartışmaların tekrar tekrar yaşandığını ya da eşinizle duygusal olarak uzaklaştığınızı hissediyorsanız, profesyonel destek almak faydalı olabilir. Evlilik danışmanlığı, tarafsız bir ortamda iletişim becerilerinizi geliştirmenize ve ilişkinizdeki örüntüleri anlamanıza yardımcı olur.
Unutmayın: Mükemmel evlilik yoktur, ama birbirini anlamaya çalışan iki insanın kurduğu sağlıklı evlilik vardır. İletişim, bu anlayışın temelidir.
İlişkinizde iletişimi güçlendirmek mi istiyorsunuz? Ücretsiz 15 dakikalık ön görüşme için randevu alın.